Türkiye Nijer’e oldukça önemli bir heyetle ziyaret gerçekleştiriyor. Aynı zamanda Türkiye’nin bu ziyaretle 6 Temmuz 2024 tarihinde Nijer, Mali ve Burkina Faso arasında bir anlaşmayla kurulan Sahel Devletleri Konfederasyonu’na da bir ziyaret gerçekleştirmesi söz konusu. Bu bağlamda ziyareti gerçekleştiren heyetteki isimler arasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Savunma Bakanı Yaşar Güler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ve Ticaret Bakan Yardımcısı yer alıyor. Peki Türkiye Afrika ülkelerinde istikrar ve güven sembolü mü? Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. İrfan Kaya Ülger yanıtladı.
Afrika Birliği’ne dikkat çeken Ülger, “Bu birlik tüm Afrika ülkelerinin üye olduğu uluslararası bir kuruluş. Bu birliğin almış olduğu bir karar var o da Afrika’daki sınırlar ne kadar Afrika’nın gerçeklerini dikkate almadan, emperyalist güçler tarafından çıkarlar doğrultusunda belirlenmiş olursa olsun üye ülkeler birbirlerinin toprak bütünlüğüne saygı gösterecektir.
Afrika’da sömürgeciliğin tasfiyesinden sonra yeni devletler kuruldu fakat bir türlü eski sömürgecilerin Afrika üzerindeki tahakkümü, hükümranlığı bitmedi. Yeni versiyon emperyalist ilişkiler varlığını korudu. İtalya’nın Başbakanı Meloni Fransa’yı itham ederek net bir şekilde “Yıl 2024 olmuş hala Afrika’daki bir takım ülkeleri Fransa sömürüyor ve oralarda temel insani ihtiyaçlar olmadığı halde hala Fransa bu sömürüyü ileri bir kademe daha ileri taşımanın peşinde” dedi. Geçtiğimiz son 2 yılda Afrika ülkeleri Fransa’nın sömürüsüne karşı çıkmaya başladı.
Nijer’in stratejik konumu yanı sıra enerji kaynakları da oldukça zengin. Nijer’de Fransa’nın yaptığı gibi ABD’nin buradaki askerlerini çekeceği konuşuluyor. Buralarda oluşan güç boşluğunu Türkiye bir anlamda adil bir şekilde, bu ülke haklarının yararına doldurma çabasında. 21. Yüzyılın başında 12 ülkede büyükelçiliği olan Türkiye’nin bugün bu rakam 44’e ulaşmış durumda. Türkiye bu coğrafyada emperyalistlerden farklı bir anlayışla coğrafyanın insanları ile beraber her bakımdan ticaret, ilişki ve insani bağlarıyla bir kültürel diplomasi yürütüyor. Bu çerçeveden baktığımızda Afrika açılımının yeni bir misyonuyla karşı karşıya olduğumuzu söylemekte fayda var.