Ekonomi 20 Temmuz 2024 Küresel piyasalar ABD'de açıklanacak büyüme verisine odaklandı Küresel piyasalar ABD'de açıklanacak büyüme verisine odaklandı

Merkez bankalarının şahin politikalarında sona yaklaşılırken, ABD seçimlerinin sonuçlarının oluşturacağı olası belirsizlikler küresel piyasalarda risk iştahını törpüledi.

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının yeniden alevlenebileceği endişesiyle teknoloji hisselerinde başlayan satış baskısının piyasaların geneline yayıldığı görüldü.

Analistler, ABD’de açıklanacak büyüme verisinin gelecek hafta piyasaların odağında bulunacağını söyledi.

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın faiz indirimlerine başlamada geç kalmak istemediklerini belirtmesine karşın, ABD’de Donald Trump’ın geçen hafta sonu Pensilvanya’daki mitingde kürsüden destekçilerine hitap ettiği sırada silahlı saldırıya uğraması sonrası başkanlığı kazanacağı ihtimalinin artması ile ticaret savaşları ve jeopolitik risklerin tekrar yükselebileceği ihtimali küresel piyasalarda risk algısını artırdı.

Powell, Washington Ekonomi Kulübü’nde yaptığı konuşmada, bu yılın ikinci çeyreğindeki üç verinin enflasyonun yüzde 2’ye düştüğüne dair “güveni biraz artırdığını” ifade etti. Ayrıca iş gücü piyasasında beklenmedik bir zayıflama görülmesi halinde bankanın bir tepki verebileceğine işaret eden Powell, Fed’in ilk faiz indirimine eylül ayında gitme ihtimaline ilişkin para piyasalarındaki fiyatlamaların sorulması üzerine ise “Herhangi bir toplantıyla ilgili şu ya da bu şekilde herhangi bir sinyal vermeyeceğim.” dedi.

ABD’de açıklanan makroekonomik verilerin de ABD Merkez Bankasının (Fed) politika alanını rahatlattığı ifade ediliyor.

Açıklanan veriler iş gücü piyasalarının yavaş yavaş da olsa soğuduğuna işaret ederken, Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, son aylarda soğuyan iş gücü piyasasında daha keskin bir bozulmayı önlemek için bankanın yakın zamanda faiz oranını düşürmesinin gerekebileceğini ifade etti.

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller ise bankanın faiz indirimine gitme zamanının “yaklaştığını” ifade etti.

New York Fed Başkanı John Williams da The Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda, iş gücü piyasası koşullarının kademeli olarak soğuduğuna dair işaretlerle birlikte son üç aylık enflasyon verilerinin bankayı “aradığı dezenflasyonist trende yaklaştırdığını” belirtti.

Söz konusu gelişmelerin ardından para piyasalarında Fed’in bu sene en az iki faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılırken, üç faiz indirimi olabileceğine ilişkin tahminler de güç kazanmaya devam etti.

Öte yandan, ABD Merkez Bankasının (Fed) yayımlanan “Bej Kitap” raporunda, ekonomik aktivitenin bölgelerin çoğunda “hafif ila ılımlı” hızda büyümesini sürdürdüğü aktarıldı. Raporda, “Ekonominin geleceğine ilişkin beklentiler, yaklaşan seçimler, iç politika, jeopolitik çatışmalar ve enflasyona ilişkin belirsizlik nedeniyle gelecek 6 ayda büyümenin daha yavaş olacağı yönündeydi.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Söz konusu gelişmelerin ardından para piyasalarındaki fiyatlamalarda yıl sonunda politika faizinin yüzde 4,50-4,75 bandında olacağına yönelik beklentiler yüzde 49’a çıkarak en güçlü ihtimal haline gelirken, bu durum Fed’in 3 faiz indirimi yapmasının beklendiğini gösteriyor.

Dünya genelinde ABD merkezli hava yolu şirketleri başta olmak üzere şirketler, havalimanları, bankalar, bazı medya kuruluşları ve Londra Borsası’nda, Microsoft’a siber güvenlik yazılımı sağlayan CrowdStrike sistemlerindeki yazılım sorunu da küresel piyasalarda risk algısını artırdı.

Siber güvenlik devi CrowdStrike’in sistemlerindeki aksaklık sonrası dünya çapında işletmeleri etkileyen büyük bir kesinti yaşandı.

Yazılım sorunu nedeniyle birçok havalimanında uçuşlarda büyük çaplı erteleme ve iptaller oldu.

CrowdStrike, sorunu tespit ettiklerini ve kullanıcılara yönelik “geçici” bir çözüm geliştirdiklerini duyurmuştu.

CrowdStrike’ın Üst Yöneticisi (CEO) George Kurtz, X hesabından yaptığı açıklamada, sorunun bir güvenlik olayı veya siber saldırı olmadığını açıkladı. Microsoft 365 tarafından yapılan açıklamada ise sorunun altında yatan nedenin düzeltildiği aktarıldı.

Bu gelişmelerle, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi haftayı 5 baz puan artışla yüzde 4,24’ten tamamladı.

Geçen hafta altının ons fiyatı yüzde 0,4 azalışla 2 bin 400,78 dolardan, Brent petrolün varil fiyatı yüzde 3 azalışla 82 dolara indi.

Kripto para piyasalarında hafta sonundan bu yana yükseliş eğiliminin öne çıkması dikkati çekerken, Bitcoin’in fiyatı haftalık bazda yüzde 11’in üzerinde artarak 67 bin doların üzerine çıktı.

New York borsasında teknoloji hisselerindeki düşüş öne çıktı

New York borsasında geçen hafta bilanço sezonu, hisse ve sektör bazlı oynaklığa neden olmaya devam etti.

ABD’nin büyük bankalarından Morgan Stanley’nin net karı bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 41 artmasına karşın yüzde 1,9 düştü. Bank of America’nın net karı ise yüzde 6,7 azaldı ancak şirketin hisseleri geçen hafta yüzde 3,2 arttı.

Trump’ın yeniden seçilme ihtimalinin güçlenmesi ticaret savaşlarının başlayabileceği endişesini gündeme getirirken, Biden’ın politikalarında da korumacı söylemlerin öne çıkması teknoloji hisselerindeki satış baskısının artmasına neden oldu.

Bloomberg’in konuya ilişkin haberinde, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin müttefiklerine, “Tokyo Electron ve ASML Holding NV gibi şirketlerin Çin’e gelişmiş yarı iletken teknolojisine erişim sağlamaya devam etmesi halinde en ağır ticari kısıtlamaları kullanmayı düşündüğünü” söylediği aktarıldı.

Haberin ardından geçen hafta çip üreticilerinden Nvidia’nın hisseleri yüzde 8,8, Broadcom’un hisseleri yüzde 7,5, AMD’nin hisseleri yüzde 16,5 ve Qualcomm’un hisseleri yüzde 8 değer kaybetti.

Trump’ın yorumları da çip şirketlerinin hisseleri üzerindeki baskıyı artırdı. Trump, Bloomberg Businessweek’e verdiği röportajda, Tayvan’ın Amerika’nın yarı iletken işinin neredeyse tamamını aldığını ileri sürdü ve Tayvan’ın ABD’ye savunma için ödeme yapması gerektiğini ifade etti.

CrowdStrike’tan kaynaklanan küresel yazılım sorunu sonrasında ise haftayı Microsoft’un hisseleri yüzde 3,6, CrowdStrike’ın hisseleri yüzde 17,9 değer kaybıyla tamamladı.

Bu gelişmelerle Nasdaq endeksi yüzde 3,65, S&P 500 endeksi yüzde 1,85 değer kaybederken, Dow Jones endeksi yüzde 0,72 değer kazandı.

Gelecek hafta pazartesi Chicago Fed ulusal aktivite endeksi, salı 2. el konut fiyat endeksi, Richmond Fed sanayi endeksi, çarşamba imalat sanayi ve hizmet sektörü (Satınalma Yöneticileri Endeksi), perşembe büyüme, dayanıklı mal siparişleri, haftalık işsizlik maaşı başvuruları, cuma kişisel gelir ve harcamalar, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi takip edilecek.

Avrupa borsaları satış ağırlıklı seyretti

Avrupa borsalarında ise negatif bir seyir hakim olurken, söz konusu seyre lüks mal üreten şirketler ile yenilenebilir enerji sektöründeki şirketler öncülük etti. Analistler, ABD’de Trump’ın başkan seçilmesi halinde uygulayacağı politikalara ilişkin belirsizliklerin de Avrupa’da risk algısının yükselmesine neden olduğunu bildirdi.

Öte yandan Avrupa Merkez Bankası (ECB) üç temel politika faizini de sabit bıraktı. ECB Başkanı Christine Lagarde, kararın ardından düzenlediği basın toplantısında, bir sonraki faiz indiriminin zamanlaması konusunda net bir işaret vermezken, gelecekteki faiz kararlarının ekonomik verilerin gelişimine bağlı olmaya devam edeceğini ifade etti.

Avro Bölgesi’nde yıllık enflasyon beklentilere paralel yüzde 2,5 oldu.

İngiltere’de ise yüzde 1,9 gerilemesi öngörülen yıllık enflasyonun yüzde 2 seviyesinde gerçekleşmesinin ardından İngiltere Merkez Bankasının ağustosta faiz indirimine gideceğine ilişkin fiyatlamalar güç kaybetti.

Bu gelişmelerle İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,18, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 2,46, İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 1,05 ve Almanya’da DAX endeksi yüzde 3,07 değer kaybetti.

Gelecek hafta salı Avro Bölgesinde tüketici güven endeksi, çarşamba Avro Bölgesinde ve Almanya’da imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI takip edilecek.

Asya borsaları Çin hariç geriledi

Asya pay piyasalarında satış baskısının devam ettiği görülürken, ABD ile Çin arasındaki olası bir gerilim tedirginliğe neden olmaya devam ediyor.

ABD’nin gelişmiş çiplerin Çin’e satılmasını engellemek için yeni adımlar atabileceği ihtimali bölgede risk algısının güçlü kalmasına neden oluyor.

Makroekonomik veri tarafında ise Japonya’da enflasyon yıllık bazda yüzde 2,8’le beklentilerin altında gerçekleşirken, bu durum, Japonya Merkez Bankasının (BoJ) politika alanını daraltabileceği endişesiyle dolar/yen paritesinin yeniden 157 seviyelerine inmesinde etkili oldu.

Dolar/yen paritesi haftayı yüzde 0,42 azalışla 157,50’den tamamladı.

Öte yandan Çin’de 2. çeyrek gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,7 artarak beklentilerin altında kaldı.

Ülkede, perakende satışlar ise yüzde 2 artarak Aralık 2022’den beri en yavaş artışını kaydetti.

Bu gelişmelerle, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,74, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 4,79, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 2,15 değer kaybederken, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,37 değer kazandı.

Haftaya cuma günü Tokyo TÜFE takip edilecek.

Yurt içinde gözler TCMB’nin faiz kararında olacak

Yurt içinde, yükseliş eğilimi öne çıkarken, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 0,83 değer kazancıyla 11.156,20 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek günlük ve haftalık kapanışını gerçekleştirdi ve gördüğü en yüksek seviye rekorunu 11.252,11 puana taşıdı.

Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,07 altında 33,0249’dan tamamladı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) toplam rezervleri, 12 Temmuz haftasında bir önceki haftaya göre 5 milyar 348 milyon dolar artışla 153 milyar 796 milyon dolara çıkarak rekor kırdı.

Öte yandan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “B3″ten “B1″e yükseltirken, kredi notu görünümünü “pozitif” olarak korudu.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu ilk defa iki kademe artırdığını belirterek, “Uyguladığımız program sayesinde ülke kredi notumuzu 11 yıl sonra yükselten Moody’s görünümü pozitif korudu.” ifadesini kullandı.

Analistler, gelecek hafta pazartesi piyasa katılımcıları anketi, salı TCMB’in Para Politikası Kurulu toplantısında açıklayacağı faiz kararı, perşembe reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranının takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 11.250 ve 11.350 puanın direnç, 11.000 ve 10.900 seviyelerinin destek konumunda olduğunu kaydetti.

AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin tamamı, TCMB politika faizini yüzde 50’de sabit bırakmasını bekliyor.

Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 45 olarak hesaplandı.

Related Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *