Bakan Fidan: Türk Dünyası, Gazze’de yaşananlara sırtını dönemez

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Türk Dünyası, Gazze’de yaşanan insanlık dramına sırtını dönemez. İsrail’in, 7 Ekim’den beri Filistinli kardeşlerimize yönelik saldırıları, uluslararası hukuku her yönüyle ihlal etmektedir” dedi.

Bakan Fidan, Azerbaycan’ın Şuşa şehrinde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Gayriresmi Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda konuştu.

Bakan Fidan, “Şuşa, Azerbaycan’ın 44 gün süren vatan savaşında kazandığı şanlı zaferin sembolüdür. Bu zafer için canını feda eden aziz şehitlerimizin hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, muhterem gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.

Türk Dünyası’nın, uluslararası siyasetin ilgi merkezlerinden biri haline geldiğini belirten Fidan, “Küresel güç rekabetinin coğrafyamıza sirayet etmesini önlemek için saflarımızı sıklaştırmalı, imkanlarımızı müşterek refahımız için kullanmalıyız. Bu bilinçle bölgesel sahiplenme ve bölgesel işbirliği, müşterek çalışmalarımızın iki temel ilkesini teşkil etmektedir.” ifadelerini kullandı.

Fidan, “dengelerini yitiren” mevcut dünya düzeninde saygın bir platform olarak yükselen TDT’nin, bağları daha da sağlamlaştırmak için önemli fırsatlar sunduğuna işaret etti.

Eğitim çalışmalarının ve gençlik projelerinin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, “Alfabe birliğimizi bir an önce tesis etmeliyiz.” dedi.

Fidan, gündemin temelini oluşturan bağlantısallık, enerji, finans, ticaret, savunma sanayisi ve yeni teknolojiler gibi alanlarda işbirliğini daha ileri taşımak için gerekli ahdi zeminin inşa edilmesi gerektiğine dikkati çekerek “Bölgemizde ortaya çıkan fırsatları yine bu anlayış çerçevesinde değerlendirmeliyiz.” diye konuştu.

“Soydaşlarımızın kimliklerini korumalarına yardımcı olmak tarihimize karşı sorumluluğumuzdur”

Türkiye ile “gönül ve kader birliği yapmaya hazır, geniş medeniyet coğrafyasına dahil ülkelerle” teşkilat bünyesinde kurumsal ilişkiler geliştirmek amacıyla çalışmalar yapılmasında fayda gördüğünü belirten Fidan, şöyle devam etti:

“Teşkilatımızın önemli merkezlerde irtibat ofisleri teşkil etmesi ve temas sefaretleri belirlemesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Sınırlarımızın ötesinde Türk kültürünün ve kimliğinin bayrağını dalgalandıran kardeşlerimizi de teşkilatımızın gündemine almamız gerekiyor. (Özbekistan) Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in fikir babalığını yaptığı ve Bişkek zirvesinde kabul edilmesi planlanan ‘Türk Dünyası Şartı’ belgesinde, bu hususa atıf yapılmış olmasını son derece kıymetli buluyorum. Balkanlar’da, Doğu Avrupa’da, Orta Doğu’da, Afganistan’da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan soydaşlarımızın kimliklerini korumalarına yardımcı olmak tarihimize karşı sorumluluğumuzdur.”

Fidan, bu yılın Türk Dünyası’nın ayrılmaz parçası olan Ahıska Türkleri’nin sürgünün 80. yılı olduğunu hatırlatarak “Ahıskalı kardeşlerimizin, Gürcistan’daki ana vatanlarına geri dönmeleri ve vatandaşlık almalarına ilişkin süreçlerin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da takipçisi olacağız. Ahıskalı kardeşlerimize kucak açan tüm TDT ülkelerine ve halklarına teşekkürlerimi sunuyorum. Soydaş toplulukların başta Türk soyu olmak üzere TDT çatısı altındaki işbirliği kuruluşlarıyla irtibat tesis etmelerini teşvik etmekte fayda görüyoruz.” diye konuştu.

Kasım 2020’de sona eren 2. Karabağ Savaşı’ndan bu yana Güney Kafkasya’da sürdürülebilir barışın sağlanması için tarihi bir fırsatla karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Fidan, şunları söyledi:

“Bu fırsat, sadece bölge ülkeleri için değil aynı zamanda şu anda kapalı olan bölgesel ulaşım yollarının nihayet açılacak olması nedeniyle Türk Dünyası da dahil olmak üzere bölgesel ve küresel güvenlik için önemlidir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki mevcut müzakere sürecinin en kısa zamanda barış anlaşmasının imzalanmasıyla sonuçlanmasını içtenlikle temenni ediyoruz.

Bu bağlamda, Azerbaycan’ın anlaşmanın sonuçlandırılmasına yönelik güçlü kararlılığını ve olumlu yaklaşımını özellikle takdir ediyoruz. Bazı Batılı ülkelerin, Ermenistan’ı açıkça kayıran ve Azerbaycan’ın kaygılarını göz ardı eden dengesiz tutumundan memnun değiliz. Türk Dünyası olarak bu sürecin başarıyla tamamlanması için kardeş Azerbaycan’a tam destek vermeye devam etmemiz gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.”

“Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını yeniden elde etmesi için destek vermeye çağırıyoruz”

Fidan, Türk Dünyası’nın sorumluluk alması gereken diğer bir meselenin de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olduğuna işaret ederek “2022 yılında TDT’ye ‘gözlemci üye’ olan KKTC ile doğrudan temaslar kurulmasına büyük önem atfediyoruz. KKTC’nin TDT’de üst düzeyde ve uygun şekilde temsiline önem veriyoruz. Cumhurbaşkanı Sayın (Ersin) Tatar’ın bugünkü zirveye katılımı, keza değerli meslektaşımız Tahsin Ertuğruloğlu’un bu toplantıda aramızda bulunması son derece önemlidir.” ifadelerini kullandı.

KKTC’nin, Bişkek Zirvesi’nde de aynı şekilde temsili için TDT’nin desteğine güvendiğini aktaran Fidan, şunları kaydetti:

“Bu doğrultudaki adımları tüm baskılara rağmen atmaktan çekinmeyeceğinize inanıyoruz. Tüm kardeşlerimizi, Türk Dünyası’nın ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını yeniden elde etmesi için destek vermeye çağırıyoruz. Bu itibarla Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin on yıllardır maruz kaldıkları haksız ve insanlık dışı izolasyonlara son vermek üzere KKTC ile ticari ilişkilerinizi artırmaya davet ediyorum. KKTC’de ticaret ofisi tesis etmeniz bu yönde önemli bir adım olacaktır.

Aynı şekilde ülkelerinizden daha fazla resmi heyet ve turistin KKTC’yi ziyaret etmesi de Kıbrıs Türkü kardeşlerimize önemli bir destek sağlayacaktır. Bu çerçevede tam teşekküllü bir uluslararası havalimanı olan Ercan Havalimanı’na doğrudan uçuşları başlatmayı değerlendirmeniz de faydalı olacaktır. Başta Cumhurbaşkanı Sayın (Ersin) Tatar ve Dışişleri Bakanı Sayın (Tahsin) Ertuğruloğlu olmak üzere KKTC yetkilileriyle ülkenizi temaslar için davet etmenizi bekliyoruz.”

“Kalıcı barışa dönük çabaların daha geniş bir zemine yayılması gerektiğini düşünüyoruz”

Fidan, 3. yılına giren Rusya-Ukrayna Savaşı’nın “vekalet harbine” dönüşmüş durumda olduğuna işaret ederek şu değerlendirmelerde bulundu:

“Mevcut stratejik manzarada her iki tarafında daha fazla silahlanma, askeri açıdan daha saldırgan tutum izleme dışında bir önceliği bulunmamakta. Türkiye olarak savaşın sonlandırılması için kalıcı barışa dönük çabaların daha geniş bir zemine yayılması gerektiğini düşünüyoruz. Kutuplaşmanın derinleşmesini önleyecek, katılım ve temsil niteliği yüksek, diplomasiyi önceleyen bir barış platformu tesis edilmesi gerekmekte. Savaşın farklı boyutlarından etkilenen ülkeler olarak tamamlayıcı bir anlayışla hep birlikte bu yönde çalışmalıyız.”

Bakan Fidan, “Taliban’ın Afganistan’da yönetimi ele geçirmesinin üzerinden neredeyse 3 yıl geçti. Türk Dünyası olarak hepimizi yakından ilgilendiren Afganistan konusunda, siz kardeşlerimizle yakın temas içinde olmaya özel önem veriyoruz.” diyerek “kendisiyle ve bölgesiyle barışık, istikrarlı bir Afganistan”ın tüm uluslararası toplumun menfaatine olduğuna inandığını belirtti.

Türkiye’nin, kapsayıcı yönetişim ve başta kadınlar olmak üzere temel insan haklarına riayet edilmesi yönündeki mesajlarını doğrudan iletebilmek amacıyla geçici yönetim ile pratik ve yapıcı bir ilişki benimsediğine dikkati çeken Fidan, “Aynı zamanda özellikle Afganistan’la sınırı bulunan kardeş ülkelerimizle terörle mücadele, sınır güvenliği, organize suçlar konusunda da somut adımlar atmaya, beraber çalışmaya da hazır olduğumuzu bir kez daha buradan ilan etmek istiyorum.” dedi.

Fidan, İsrail-Filistin meselesine yönelik de şunları kaydetti:

“Türk Dünyası, Gazze’de yaşanan insanlık dramına sırtını dönemez. İsrail’in 7 Ekim’den (2023) beri Filistinli kardeşlerimize yönelik saldırıları, uluslararası hukuku her yönüyle ihlal etmektedir. Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika-İsrail Soykırım davasında vereceği kararla, İsrail-Filistin sorununun gecikmiş çözümüne hukuki katkı sağlama fırsatına sahiptir. UAD’nin, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirdiği eylemlerle ilgili olarak vereceği danışma görüşü de Filistin meselesine önemli hukuki katkıda bulunacaktır.

Türkiye olarak hem yazılı hem sözlü aşamada görüşlerimizi sunarak danışma görüşü sürecine katkıda bulunduk. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin, Güney Afrika-İsrail soykırım davasına müdahil olma hakkını kullanmaya karar verdiğini duyurmuştuk. TDT’nin tüm üyelerinin UAD nezdindeki soykırım davasına destek verdiğini görmek isteriz. Filistin meselesine ilişkin, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde yürütülen süreci de yakından takip ediyoruz.”

Dışişleri Bakanı Fidan, konuşmasını “Değerli kardeşlerim, ortak vizyonumuz çerçevesinde geleceğimizi inşa etmek için sizlerle yakın çalışmaktan onur duyduğumu bilmenizi isterim. TDT’nin uluslararası arenadaki görünürlüğünün her geçen gün yükselmeye devam edeceğine inancım tamdır. Birliğimiz, dirliğimiz daim olsun.” diyerek sonlandırdı.

Related Posts

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *